Görsel ve işitsel sanatlar, içinde bulundukları gerçekliğin izdüşümleridir. Kitlelere erişim güçleri ve popülerlik düzeyleri arttıkça ana akım söylem üretiminin bir parçası haline gelebilmektedirler. Dolayısıyla bu sanat dallarının zamansal ve uzamsal boyutlarda yerleşik kadınlık tahayyüllerinden etkilendiklerini, dahası bu tahayyüllerin oluşumuna ve dönüşümüne katkı sağladıklarını söylemek mümkündür. Öte yandan alternatif eylemlilik biçimleriyle genel geçer kadınlık tasvirlerine meydan okuyabilmek veya bunları dönüştürebilmek de bu söylem dünyalarının kapasitesi dâhilindedir. Kadın sanatla nasıl ilişkilenir? Görsel ve işitsel sanat biçimleri kadınlığa dair imge ve normları nasıl oluşturur, onları nasıl dönüştürebilir? Sanat eleştirmenliğinin kadın aktivizmiyle kesiştiği yollar nelerdir?