“Medyanın Aile Dinamikleri Üzerindeki Etkisi: İlişkilerin Dijitalleşmesi” konulu oturumda konuşan Prof. Dr. Ferhan Odabaşı, sosyal medyanın bütün hayatımızın üzerinde yürüdüğünü belirterek, “İletişim, aşırı iletişime geçti. Artık whatsapp grupları oluştu. Bilgi paylaşımları arttı, aileler çocuklarını resimlerini paylaşmaya başladı. Mahremiyet hakkımız ihlal ediliyor” dedi.
Kadın ve Demokrasi Derneği KADEM’in Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile birlikte düzenlediği III. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, “Ailenin Güçlendirilmesi” ana teması ile İstanbul’da Grand Cevahir Otel’de devam ediyor.
Zirve kapsamında paralel oturumlar gerçekleştirildi. Oturumlarda, ailenin güçlendirilmesi yönünde değişik alanlardaki gelişmeler, başarılı örnekler ve devam etmekte olan sorunlarla ilgili tespit ve çözüm önerileri tartışıldı.
“Medyanın Aile Dinamikleri Üzerindeki Etkisi: İlişkilerin Dijitalleşmesi” konulu oturuma Gazeteci Fatma Barbarosoğlu Moderatörlük yaptı.
Değerler internetine henüz gelmedik
Dr. Sumaiyah Ahmed, kadınların güçlenmesi ve güçlendirilmesini küresel düzeyde en önemli konulardan biri olarak görüldüğünü söyledi. Dijital alanda kadın ve aile değerleri ile ilişkili bir güncelleştirme yapılması gerektiğini belirten Ahmed, “Burada önemli olan kadınlarının rolünün yeniden gözden geçirilmesidir. Kadınlar ayrı bir şekilde dijital ortamlarda temsil edilmiyor. Kadın obje olarak gösteriliyor ve meta haline getiriliyor. Sanal bir cinsiyet sorunundan bahsedebiliriz. Aile dostu sosyal medyaya yatırım yapılmıyor. Değerler internetine henüz gelmedik. Çocuk dostu yazılım ve donanımlar geliştirilmelidir. Kullanıcı dostu teknolojiler geliştirilmelidir. Kadın ve kızların teknoloji sektöründe kariyer yapmaları teşvik edilmelidir. Kadın ve erkek dijital alanda eşit bir şekilde istihdam edilmelidir. Aile değerleri de dijital alanda kendine yer bulmalıdır” dedi.
Geleneksel aile değerlerine dönüş yapmalıyız
Prof. Dr. Dong Hoon Ma, sosyal medya dönüşümünü herkesin yaşadığını ve deneyimlediğini belirterek, şunları kaydetti: “Dünya nüfusunun yüzde 55’i dijital medyayı kullanıyor. Cep telefonu oranı oldukça yoğun, yüzde 68 gibi bir orana sahip. Mobil her şeyin ortasına geldi oturdu. Günümüzde aile bir araya geliyor fakat telefonlarına bakıyorlar. Dijital medya ve akıllı telefonlar aileden çok şey aldı götürdü. Önceden ailede bir merkez olurdu. Anne veya baba kararları alırdı. Gençler kendi kararlarını alıyor. Artık çok merkezli bir yapı var. Sosyal ve siyasi görüşlerde kutuplaşma oluyor. Aile içindeki bireyler farklı farklı şekilde düşünmeye başladılar. Geleneksel aile değerlerinde çok fazla bahsedemiyoruz artık. Aile fertleri sanki her biri kendi kalesini örüyor. Buradan da çıkmak istemiyor. Bu nedenle sosyal medyada bazı kısıtlamalar getirmeliyiz. Geleneksel aile değerlerini yeniden ulaşmalıyız.”
Sosyal medyada çocuğunuzun resmini paylaşmayın
Prof. Dr. Ferhan Odabaşı, sosyal medyanın bütün hayatımızın üzerinde yürüdüğü yeni bir mecra olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Şu anda dijital medyayı kullanabilen toplumların hepsi aynı durumda. İletişim, aşırı iletişime geçti. Artık whatsapp grupları oluştu. Bilgi paylaşımları arttı, aileler çocuklarını resimlerini paylaşmaya başladı. Bunlar çok yanlış şeyler, bir öğretmen olarak bütün aileleri uyarıyorum. Sosyalleşme facebookla kimlik kaybına uğradı. Değerlerimizi kaybettik. Bilgiye ulaşırken yalnızlaştık. Eskiden kütüphanelerden ulaşırdık, arkadaş edinirdik. Bilgiyi gerçek kaynağından elde etmezseniz ortada kalırsınız. Telefonla olan ilişkilerimi değiştirdim. Sosyal mecralarda kendimi kısıtladım. Sosyal medyada kendiniz için ne yapıyorsanız yapın ailenizin çocuğunuzun hayatını tehlikeye atacak şeylerden kaçınmalıyız. Daha verimli kullanım alanları yaratmalıyız. Teknolojiyi reddetmesini de şükretmesini de bileceğiz.”
Çocuklarımızı medya okuryazarı olarak yetiştirelim
Yapımcı Birol Güven, Dijital Esaret adıyla bir film çektiğini belirterek, şu bilgileri paylaştı: “Gelecekte dijital esareti anlatıyoruz. İnternet bağımlılığı dünyada tek yasaklanamayan bağımlılık. Yasaklanamaya bir bağımlılıkla karşı karşıyayız. Artık sosyal medyadan kandilleşiyoruz. Yetişkinlerin işi bu çağda çok daha zor. Hiçbirimiz hiçbir şey internetten daha ilginç değiliz. Çocukları hayatta takdir etmezsek internetle mücadele edemeyiz. Ailenin bu dönüşümden çok fazla etkileneceğini düşünmüyorum. Çünkü ailedeki sevgi nedensizdir. Dijital uygarlık çağında bu gençlerin sığınacağı limanı aileleri olacaktır. Aileyi yıkması imkansız olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımızı medya okuryazarı olarak yetiştirirsek çocuklarımız kendilerini koruyacaktır.”